İşbu fotoğraf, gölgesinde doğayı dinlediğimiz ve dinlendiğimiz ceviz ağacımıza ait. Nazım Hikmet'ten esinlenerek "Ben bir ceviz ağacıyım Oluklu köyünde" diyebiliriz onun için. Meyve veren ağaç taşlanırmış ya, bu arkadaş hiç meyve vermediği için taşlanmaktan kurtuluyor ve boy verebildiği, serpilebildiği kadar serpiliyor. Adının hakkını vermiyor, ceviz sunmuyor bizlere; ama iyi bir dinleyici ve sırdaştır. Fitneyle işi olmaz, kimseye laf taşımaz. İnsanlarla ilişkilerinde de daima güzel bir mesafe tutturmuştur. Sözgelimi, çatal gövdesini kucaklamanıza izin verir; fakat kendisinden aynı hareketi beklemeyin. Gölgesine masa kurup yemeğinizi rahatlıkla yiyebilirsiniz; ancak evin kızı gibi yemek servisine katılmasını ummak saflık olur. Bahçemizin vakur hanımefendisine asil susmalar, koyu yeşil karanlıklar yakışır ancak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder