26 Ağustos 2017 Cumartesi

Çılgın Türkler: Kıbrıs

Şu Çılgın Türkler kitabını duymuşsunuzdur. Bir ara fırtınalar estirmişti. Rahmetli Turgut Özakman, ölmeden mutlaka tamamlamalıyım dediği üçlemesi Şu Çılgın Türkler-Cumhuriyet I-II'yi, üstüne Çanakkale savaşını anlattığı Diriliş'i de yazdıktan sonra Allah ona biraz daha ömür bahşetti ve "Çılgın Türkler: Kıbrıs"ı da bitirebildi. Kıbrıs sorunuyla ilgili okumamışlara ilaç gibi gelebilecek bir kitabı bizlere armağan etti ve sonsuzluğa göçtü. 

Kitap, tıpkı başta belirttiğim eserler gibi bir belge-roman. 1570'teki Kıbrıs'ın fethinden başlayarak günümüze kadar Kıbrıs Türklerinin verdiği yaşam mücadelesi, 6 bölüm içerisinde sürükleyici bir biçimde anlatılıyor. Öyle soluk kesici bir ölüm kalım savaşı ki, insan Kıbrıslıların sabrına ve direnme gücüne hayran kalıyor. Rumlar enosis için akla gelebilecek her türlü yıldırma, işkence ve kıyıma başvururken Rauf Denktaş ve yoldaşlarının ilmek ilmek dokuyarak ördüğü Türk Mukavemet Teşkilatı, Türkiye ile omuz omuza Kıbrıslıların savaşımına önderlik ediyor. 

Anlayacağınız, Kıbrıs mücadelesi 1974'teki Kıbrıs Çıkarması'ndan ibaret değil. Elbette Türkiye'nin o tarihe kadar çeşitli girişimleri var ve Rumlar ve Yunanlılar ciddi anlamda çekiniyorlar da Türkiye'den. Ancak Kıbrıs Cumhurbaşkanlığına kasap olarak bilinen biri atanıp Yunanistan'daki cunta yönetimiyle enosis için anlaşmasına ve Kıbrıs Türklerini yok etme kararı almasına ramak kalınca Ecevit hiçbir dış baskıya boyun eğmeden -ama diplomasi yollarını da sonuna dek kullanarak- çıkarma emrini veriyor.

Yazara göre dünya tarihinde eşi görülmemiş bir savaş bu; zira kara-hava-deniz kuvvetlerinin eşgüdümlü hareketiyle savaşılıyor. Kanlı boğazlaşmalar bir yandan, teknik donanım eksikliği bir yandan, orman yangınları bir yandan, üstüne üstlük Kıbrıs'ın korkunç Temmuz sıcağında askeri bezdiren susuzluk... Fakat bunların hiçbiri Mehmetçiği yıldırmıyor, her soruna bir çözüm buluyorlar. Tabii sadece Mehmetçik savaşmıyor orada, Mücahitler (yurdunu savunan Kıbrıslı gönüllüler) de yılların mücadelesiyle çelikleşmiş beden ve ruhlarını sebil ediyor adeta. 

Özellikle Kıbrıs çıkarması bölümünü okurken bir ülke için güçlü bir ordunun ne kadar önemli olduğunu düşünmeden edemedim. Hele bu coğrafyada... Yazar, kitabı yazarken bunları düşündürmeyi amaçladı mı bilemiyorum ama bir dipnotta sanki buna bir mim koymuş: "Askerlik ölüme adanmış bir meslektir. Başka hiçbir mesleğe benzemez. Bu nedenledir ki savaş ateşinden geçmiş, tarihine saygılı, ciddi devletler, kadirbilir, vefalı ve sağlıklı milletler silahlı kuvvetlerine çok değer verirler." (15 Temmuz kalkışması bu anlamda ciddi bir ders. Şunun bunun kuklası olmuş, ordudan çok başıbozuk çetesine dönmüş bir yığınla değil çıkarma yapmak, kendi sokağımızı bile savunamayız.)

Dipnot demişken, Turgut Özakman'ın eserlerine aşina olanlar bilirler, kitapta çok fazla dipnot var. Çoğu zaman akışı sekteye uğratıyor. Fakat bu akışı bozmak pahasına dipnotlara göz atılmalı; çünkü ana metinden öğrenilenler kadar dipnotlardan da esaslı bilgiler edinmek mümkün. Dipnotlar aracılığıyla enosisçi Rumlardan, bazı Türk ve Yunan politikacılardan yer yer öfkesini de çıkarmış Özakman; fakat nötr bir tarih kitabıyla karşı karşıya değiliz, bunu da bilmek gerek. 

Çılgın Türkler: Kıbrıs, tüyleri diken diken eden, göz yaşartan Kıbrıs mücadelesini anlamak için iyi bir başlangıç. Bu duygulu, coşkulu eseri hem Kıbrıs hem Türkiye'nin Türkleri okumalı. Bugün hâlâ sorun çıkarılan Kıbrıs'ta olup bitenlerin tarihsel arka planını bilmek için ve bu yazının yazıldığı gün Büyük Taarruz'un yıl dönümüne denk gelmişken siz de okuyun, okutun... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder