Kastamonu Cide'den bir haber geldi. Bir meslek yüksek okulunun tabelasından Rıfat Ilgaz'ın adını sileceklermiş. Çok merak ediyorum; durup durduk yerde Rıfat Ilgaz'ın hatırası nerenize battı? Canı sıkılanın, kafası kaşınanın, orucu başına vuranın sileceği ilk isimler yazarlar, şairler, gazeteciler olmak zorunda mı bu ülkede? İngiltere'de "ben Shakespeare'i beğenmiyorum" deyip hangi yönetici onun adını söküp atabilir? Avusturya'da Zweig, Fransa'da Balzac, Şili'de Neruda, Rusya'da Çehov'u yok sayabilir misiniz, hatırasına saygısızlık edebilir misiniz?
Belli ki bunu aklına getirebilenler, Rıfat Ilgaz'ın insan sıcaklığıyla sarmalanmış şiirlerinden bir kere bile nasiplenmemiştir. "Sarı Yazma"sından, "Karartma Geceleri"nden haberi yoktur. Mizah öykülerine hiç denk gelmemiş, hele Hababam Sınıfı romanının kenarından bile geçmemiştir. (Yeşilçam yapımı Hababam Sınıfı filmlerinden bahsetmiyorum. O filmler Rıfat Ilgaz'ın eserine sadık kalınarak yapılmamış, Rıfat Ilgaz'ın asıl vermek istediği mesaj yok edilmiş ve bu da usta yazarı yaralamıştır. Son dönemde yapılan yoz Hababam Sınıfı filmlerine zaten değinmeye gerek yok)
Protokol müptelası profesörler (!) işi gücü bırakıp buna karar vermişler ha? Gerekçe olarak neyin altına imza attılar acaba? Kesin "görülen lüzum üzerine"dir! Sonra "tepki üzerine" vazgeçmişler.
Şimdi bu tabelacı zatların durumuna cuk oturan bir Rıfat Ilgaz şiiri buradan üzerlerine düşsün! Rıfat Ilgaz'ın üzerine de rahmet yağsın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder