"İnsan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır" sözünü duymuşsunuzdur. Ya hiç vakit geçirmediğimiz kişiler, hatta yüzünü dahi görmediğimiz ölüler de ortalamaya dahilse?
Mark Wolynn'in yazdığı "Seninle Başlamadı" bu olasılığı merkezine alan bir psikolojik kitap. Yazar Wolynn aynı zamanda bir terapist ve insanların yaşadığı psikolojik sorunların önemli bir bölümünün "kalıtsal aile travmaları"ndan kaynaklandığına işaret ediyor. Burada "kalıtsal" sözcüğü üzerinde bir kez daha düşünmenizi isterim; zira travma yalnızca kendi yaşadıklarımızdan ibaret değil. Atalarımızdan birilerinin yaşadığı travmanın onlarda bıraktığı tortular genetik miras olarak bize aktarılıyor. Yani bizden çok önce yaşamış ve dünyadan göçmüş bir akrabamızın yaşadığı travmanın hislerini, o olayı bugün yaşamışcasına hissetmemiz mümkün. Hatta daha da ilginci, o akrabamız olay anında hangi yaştaysa bizim de o yaşta aynı hislerle dolmamız rastlantı değil.
Pek çoğumuz; insanların maddi durumu, dış görünüşü, toplumsal konumu, mesleği gibi dışarıdan gözlemlenebilen olgularla onların yaşamını kestirebildiğimiz yanılgısına düşeriz. Örneğin, varlıklı ailelerin daima huzurlu olduğu düşünülür. Milyonların hayran hayran gözünü diktiği şöhretlerin bunalıma girmesi, hatta intihar etmesi garipsenir çoğu zaman. Zengin, başarılı ve ünlülere sanki "rahat batıyor"dur! Oysa rahat batıyor dediğimiz o insanlara belki de genleri batıyordur, ne dersiniz?
Yazarın Jung'tan alıntıladığı üzere: "Bilinçli olmayan ne varsa kader olarak deneyimlenecektir". Bu noktada, bilinç dışını / bilinçaltını yalnızca bastırılan dürtüler ve kemikleşmiş alışkanlıklara hapsetmek Jung'un bahsettiği kaderi anlamlandırmamızı zorlayabilir. Bilinçaltımızın tohumları biz doğmadan atılır. Annemizin hamile kalmadan önceki yaşadıklarından geriye giderek onun annesi, anneannesi ve diğer atalarının yaşadıkları ile babamızın kendi yaşadığı ve atalarının yaşadıklarının bilgisi bizde birleşir ve kaderimizi tayin edebilir. Yetmezmiş gibi, atalarımız aile dışında birilerinin canına, malına, ırzına veya hakkına kastettiğinde, o kişiler de bizim sistemimize dahil olabilir ve bizi etkileyebilir. Hele göçlerin, savaşların ve çatışmaların sık olduğu coğrafyamızı düşünürsek... Anlayacağınız, bu dünyada kimseye rahat yok! Ve muhtemelen Tanrı, yüzyıllardır aynı şeylerin zincirleme süregeldiğini izledikçe eminim yukarıda çok sıkılıyordur. Zaten İncil'de adeta bunu özetleyen cümleler yok mudur: "Önce ne olduysa yine olacak / Önce ne yapıldıysa yine yapılacak / Güneşin altında yeni bir şey yok / Var mı kimsenin "Bak bu yeni!" diyebileceği bir şey" (Ecclesiastes/1).
Her ne kadar güneşin altında aynı kaderler birbirine devredilip duruyor gibi görünse de, yazar bu kısır döngüyü kırmanın mümkün olduğunu öğretiyor. Buna ilişkin yapabileceğiniz alıştırmalar var. Yaşadığınız psikolojik sorunun kökenine ilişkin sorular, sorunla ilgili sizin kurduğunuz cümleler, ebeveynlerinize yönelik kullandığınız sıfatların deşifre edilmesi, aile ağacının çizilmesi gibi sorunun tespitine ilişkin alıştırmalara ek olarak mektup yazmak, yatağın üzerine fotoğraf koymak gibi iyileştirici uygulamalar da öneriliyor.
Bana göre kitabın tek açmazı, ailevi bilgilere ulaşılamazsa ne olacağı sorusuna net bir yanıt verilmemesi. Psikolojik sorunlar yaşayan bir kişi kimsesizse ya da ebeveynleri geçmişi hatırlamıyorsa veya saklıyorsa yahut savaş, katliam, doğal afet gibi olağanüstü durumlarda bilgiler yok olduysa… Yazar sanki bu soruyu boş bırakmış. (Bu tür zihinsel kazı çalışmalarında çeşitli bilinçaltı uygulamalar etkili olabilir ama bundan konu açılmamış)
Özetle, travmadan kaçış yok. Ancak acı, bizimle başlamadı. Bizden öncekilerin acılarını yüklenmiş olsak bile bizden sonrakilere aynı acıları aktarmamak mümkün. Biz iyileşirsek salt kendimizi değil, çocuklarımız ve torunlarımızı da iyileştirmiş oluruz. Ayrıca yazarın belirttiği gibi "...kalıtsal olarak devraldığımız veya doğrudan deneyimlediğimiz travmalar yalnızca sıkıntı mirasını oluşturmaz, aynı zamanda gelecek nesillerle paylaşılabilecek güç ve dayanıklılık mirası yaratır."
*Seninle Başlamadı - Mark Wolynn - Sola Unitas Yayınları